
"Bence "Aşk Tesadüfleri Sever" filmine sevgilisi olanlar gitmemeli. Hayatı boyunca biri tarafından gerçekten bir aşkla sevilmediği ya da hiç gerçekten aşık olmadığı gerçeklerinden biriyle belki de ikisiyle birden yüzleşebilecek kadar güçlü değilken çoğunuz(çoğumuz), hayatında biri olanlar için bu zorluğun iki katına çıkma ihtimali var. Filmi sevmeyenlere saygım sonsuz ama ben daha güzel bir aşk filmi izlememiştim."
Dün akşam "Aşk Tesadüfleri Sever"i izledikten sonra aynen böyle yazmıştım facebooka. Bir şey yazmalıydım çünkü, içimde dışarı atmadan kurtulamayacağım büyüklükte bir duygu yoğunluğu vardı. Film şöyle güzeldi böyle güzeldi demek anlamsız ve yersiz olacaktı. O yüzden filmin benim üzerimde bıraktığı en derin etkiyi paylaşmak istedim. Çünkü sevgilisi olan , uzun yıllardır bir ilişkisi olan, ömrünün çoğunu aynı insanla evli geçiren çok kişi var ama hepsinde var mı AŞK? Yıllarca uyandığında yanında aynı insanı görüp ve her sabah o insana dokunduğunda kalbi aşkla çarpabilen, sadece yanında o olduğu için bile mutlu olabilen, tüm egolarından sıyrılıp sıkmadan, karışmadan, onun varlığının her zerresine saygı duyabilen kaç insan var ki? Hep beğenildik, birilerinin sevgilisi olmamız istendi de kaçı bize böyle aşıktı? Gerçekten de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak eminim. Aşk; hayatımdaki çoğu insanın bana kanıtlamaya çalıştığı gibi sıradan bir heyecan, gelip geçici bir heves, uzun yıllar değil sadece bir süre devam eden, fazla abartılan bir duygu değil. İşte tam kendi masalsı aşk inancımdan bile şüphe duymaya başladığım zamanda imdadıma yetişti bu film. Ona sadece film demek de çok eksik kalıyor ki ben dünden beri, durup dururken oradaki sahneleri düşünüp sanki gerçeklermişçesine etkilenip hiç sebep yokken gözlerimden damlalar süzülürken buluyorum kendimi. Pencereden süzülen güneşe önce gülümseyip sonra ağlıyorum. Aşk gerçekten var ve o öyle yüce bir duygu ki bazılarının küçük hayatları, dar bakışlarının içine dahil olup kendini gösteremeyecek kadar büyük kalıyor çoğu zaman. Ama ben bu filmi izlerken onu gördüm; daha önce hiç görmediğim, hiç anlatılmadığı kadar güzel bir şekilde hem de. "Zaferlerim"in çaldığı o karanlık sahnede, adamın canı yana yana kucağında taşıdığı o kadına hissettiğinin aşk olduğunu anladım. Redd, "Nefes bile almadan seviyorum seni" diye söylerken de aşk vardı. Müzikleriyle de kalbimin tam ortasından vurdu beni, bu kadarını gerçekten beklememiştim. Yıllar önce dolaylı yoldan myspace sayesinde, daha albümleri bile çıkmadan şarkılarını dinleyip sevdiğim Ankaralı grup TNK'yi de bu filmde görüp dinlemek ayrı bir anlamlıydı benim için.
Çoğu insanın sandığı üzre asla bir "Issız Adam" vakası da değil bu yaşanan duygu yoğunluğu, ya da film kesinlikle "Cesaretin var mı aşka?" ile kıyaslanmamalı, çünkü gerçekten alakası bile yok. Ben, aşkın daha güzel anlatıldığı böyle bir film daha izlemedim. Titanic vardı küçüklüğümden beri "AŞK" denince aklıma gelip acıtan ve yeri çok ayrı olan ama bu filmdeki "AŞK"ı izledikten sonra hepsi o kadar anlamsız kalıyor ki. Öyle vıcık vıcık aşk filmlerinden de değil. Mum ışığında yenen yemekler, romantik müzik eşliğinde dans eden bir çift gibi şeyler görmeyeceksiniz asla ama öyle bir vuracak ki sizi. İnsan düşünüyor, yok mu gerçekten böyle bir aşk yaşayan? Ya da yaşatan? Var elbette? Yaşandı mı da böyle olmalı zaten aşk. Böyle büyük olmalı, böyle sınırsız, kutsal... Yaşanmayacaksa da kandırmamalı kimse birbirini; gerçekten aşık olmadan hemenecik alışıp birbirine, alıştığı düzenden vazgeçmemek adına korkakça yıllar yılı beraber olup zehir etmemeli kimse kimsenin hayatını. Aşk bu, senine aynı olanla ya da en iyi anlaştığınla yaşadığın ilişki değil ki bu. Belki de senden çok farklı olanla ama farklılıklarına bile, seni sen yapan her şeyle birlikte en çok saygı duyan,hayran olabilenle ve hatta ne yaptığınla ilgili hiçbir fikri olmasa bile sırf sen yapıyorsun diye onu sevebilenle arandaki mucizevi duygu değil mi aşk? Kesinlikle ikna etmeye çalışmayın beni yok öyle bir dünya, yok öyle bir erkek-kadın, yok öyle bir aşk falan diye. Hiçbirinize inanmıyorum, boşuna uğraşmayın! Ben yaşam enerjimi "AŞK"tan ve güzelliklerden alıyorum. Sokakta kıvrılıp uyuyan kediye, gökyüzünde parlayan güneşe, o yerdeki gökteki pırıl pırıl maviye, capcanlı her renge, lezzetli bir yemeğe, sıcacık bir gülümsemeye, güzel olan her şeye aşığım ben. Onları her gördüğümde kocaman gülümseyip selam verip mutlulukla devam ediyorum yoluma. Yaşadığı hayatın değerini bilemeyip, olur olmaz şeyleri kendine dert edip, hep bardağın yarısındaki boş kısmı gören, kendi hiçbir çıkarı olmadan sadece başka birini mutlu etmek için bile hayatında tek bir şey yapmayan insanlar anlatmasın hayatı bana, çünkü onların yaşadığı hayat değil, kendi kafeslerinde, anahtarı avuçlarında yaşıyorlar haberleri bile yok. O yüzden ben "AŞK"ı da, ona inananı da çok seviyorum. O yüzden bu filmi çok ama çok sevdim.
Sadece aşk mı peki bu filmi güzel kılan? Elbette hayır? Başrolünden en yan rolüne kadar herkes öyle hakkını vererek oynamış ki rolünü, izlerken sinema salonunda olduğumu unuttuğum çok oldu. Türk Filmlerini izlemeyi hatta izlemek için sinemaya gitmeyi genellikle tercih etmeyen biri olarak bu filme daha en az bir 3-4 kere gideceğim diyebilirim.
Bahsedecek çok şeyim var ama fonda filmin müzikleri çalarken dalıp dalıp gidiyorum, kafam dağılıyor, kelimeleri toparlayamıyorum. En iyisi siz gidin izleyin, pişman olmazsınız. Benim gibi aşka aşık olmasanız da gidin, size gösterdikleri duygulara inanmasanız da onlar güzel şeyler, kalbiniz varsa eğer ona dokunup size güzel şeyler hissettrimesi lazım. Hissettirmiyorsa da boş verin zorlamayın, Kurtlar Vadisi'ne bir bilet alın, keyfini çıkarın.
Dediğim gibi artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. 3 günlük dünya, mutlu olmak için değil de ne için yaşıyoruz ki? Aşk o kadar güzelse benim olsun, değilse de kim isterse onun. Ben mutlu olamayacaksam, kelebekler gibi rengarenk kanatlarımı çırpıp uçamayacaksam göklere, uçuramayacaksam ne anlamı var ki hayatın?
Aşkla dolu mutlu günler diliyorum.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilMüthiş bir film kesinlikle.. Ah aşk nerdesn uleyn! diye bağırasım geldi hehe :)
YanıtlaSil