18 Ocak 2011 Salı

Kim korkar hain finallerden?

Aman sakın oflayıp puflayacağımı sanmayın, "hayat çok zormuş da, sınavlar canıma okuyormuş da, uykusuzluk çekilir dert değilmiş de, öyleydi, böyledi de" diyerek. Çünkü şimdi oflayıp puflarsam yıllar sonra hayatın daha gerçek dertleri tepeme bindiğinde gençliğimin baharını sızlanarak heba ettiğim için kendime fena halde kızacağımı biliyorum. O yüzden ben yine çok mutluyum. Üniversiteli olmanın en temel şartlarından biri olan, heyecanla beklenen final zamanı benim için gelmiş bulunmakta efenim, hoş gelmiş sefalar getirmiş. Her şey iyi hoş, okula sadece sınavlara girmek için gitmek ve sabah yetişmek zorunda olduğun bir dersin olmaması tadından yenmez de şu evde geçirdiğim ve ders çalışmam için bana sunulan zamanı verimli geçirmeyi üniversiteyi bitirmeden öğrenebilecek miyim bilmiyorum. Sürekli bir bahaneler, yok efendim odam çok dağılmış onu onu toplayayımlar, salondaki lamba günlerdir çalışmıyormuş onu tamir edeyimler, çok bunaldım How I Met Your Mother'ın yeni bölümünü izleyip neşeleneyimler hepsi, ders çalışma fikrini adeta ertelemek için beynimin içinde yarış halindeler şu günlerde. Ben zaten yoldan çıkmaya hazır... Neyse bu gün de öyle bir gündü işte. Öğleden sonra Construction & Materials sınavından çıkıp(ki saat 3'ü biraz geçiyordu), eve gelip yarınki İspanyolca sınavına çalışmaya başlamam bu saati buldu(ki bu da 10 buçuğu biraz geçe oluyor) Bu süre boyunca kayda değer bir şey yaptım mı? Şu salondaki çalışmayan lambayı tamir etmek için saatlerce çalışan ama başarılı olamayan babama ara ara yardım edip, aynı zamanda dizi izlemeyi saymazsak kocaman bir HAYIR! Ama sonra, günlerdir aklımda olan ve sonunda bu gün "Aklımda kalacağına midemde kalsın" diyerekten harekete geçip pişirdiğim kekle belki de günün en anlamlı eylemini gerçekleştirdim. Bir kek pişirmenin nesi anlamlı diye sorabilrisiniz, haklısınız, lakin o kek ki şekeri, kakaosu tam olan dozuyla, ağzınızla leziz bir at bırakıp yumuşacık pofuduk kıvamıyla çiğnerken sizi mutluluktan havalar uçurup garip sesler çıkarmanıza sebep oluyorsa, kendisi kuşkusuz günün kahramanıdır. Bana çalışma enerjimi veren, motivasyonumu en üst düzeye taşıyan, nescafemle tanışır tanışmaz kaynaşıp akşamımı şenlendiren el emeği göz nuru emektar kekime huzurlarınızda sevgilerimi sunuyorum. İyi ki varsın kek! Kek demişken KeKuM'u da çok seviyorum ben!
Bu günlük bahanelerim bittiğine göre artık huzur içinde çalışmaya başlayabilirim. Sınavları olan arkadaşlara başarılar, kek olmaz başka bir şey olur, siz siz olun çalışma zamanınızı renklendirecek mutlaka bir şey bulun. Ve tabiki mutlu kalın :)

2 yorum: