9 Ocak 2011 Pazar

"Çılgın Hırsız"la tatlanan Cuma


Öncelikle hoş geldim faslını yaptım yapmasına da, bir haftadır nasıl bir tempodaymışım ki tek kelime yazacak ne halim ne de zamanım olamadı. Ama neyse ki şu an tüm hafta içi yorgunluğu, uykusuzluğu, beyin ve kas uyuşukluğundan arınmış olarak, elimde meyve tabağım(anne sağolsun), sıcacık odamın en güzel köşesinde, pencere kenarı yatağımda keyifle bu satırları yazıyorum.

Başlıktan da anlaşılacağı üzere dün gece Çılgın Hırsız yani orijinal adıyla "Despicable Me"filmini izlemiş bulunmaktayım. Aslında epeyce uzun bir zamandır, hatta fragmanı sinemalarda yeni gösterilmeye başladığından beri hep aklımda, hatta kekuyla birlikte aklımızdaydı izlemek. Ama hayat şartları, dersler, işler güçler derken Eylül'de vizyona giren filmi anca izleyebildim. 3 boyutlu olamadı ama olsun. Film Amerikan yapımı bir animasyon filmi, elbette komedi. Bu filmle ilgili yazılacak sayfalarca yazı, yapılacak çokça analiz olamaz elbette. Sonuçta amacı doğrultusunda yapılan yani izlerken hoşça vakit geçirten, elbette kalbinize ailevi bağlardan yumuşakça dokunan, ayrıca özellikle benim gibi küçük sevimli nesnelere, canlılara ilginiz varsa yer yer sesinizin en tiz tonuyla sevgi tepkileri verdiğiniz güzel bir filmdi. Kuşkusuz benim bu filmde en keyfile izlediğim şeyler; o minyon ordusundaki her bir küçük sarı yaratık, yaptıkları her saçma ama komik şey, çıkarttıkları her garip ses. Ve elbette kocaman gözleri, incecik sesi ve en az minyonlar kadar komik ve tatlı hareketleriyle Agnes. Zaten hayatımın oldukça yorucu ve zor gittiği şu günlerde ihtiyacım olan film tam da buydu. Çok yoğun geçen bir haftanın son iş gününde, beni düşünmeye, beynimi kullanmaya, algılamak için frekanslarımı sonuna dek açık tutmaya ve dikkatimi vermeye iten bir film o gece için bana fazlaydı. İyi ki yapmışım diyorum ve filmle ilgili bir başka güzel şeye de değinmek istiyorum. Hep sesle sesler dedim de, film boyunca başrolü yani filme adını veren Çılgın Hırsız'ımız Gru'yu seslendirenin kim olduğunu düşünüp düşünüp çıkartamamıştım. Çok tanıdıktı, aksanlı olduğundan da çıkarmakta zorlandım ama filmden sonra klasik kim neymiş ne yapmış araştırması sırasında, daha önce Melinda & Melinda, Bewitched, Little Miss Sunshine ve Get Smart filmlerinde izleyip çokça beğendiğim oyuncu Steve Caroll olduğunu öğrendim ve bir kez daha takdir ettim çünkü gerçekten de seslendirme, özellikle animasyon filmlerinde oldukça zor ve etkisini iyi olduğunda da kötü olduğunda da film boyunca epey hissettiren en önemli özelliklerden biri. Steve Caroll Gru için mükemmel bir seçim olmuş ve gerçekten ona apayrı bir karakter katmış diyebilirm. Sinemalarda gösterilen türkçe dublajda Gru'yu Ata Demirer seslendirmiş ama bu gün Türkçe fragmanı izlediğimde, Ata Demirer'i oyuncu olarak sevmeme rağmen, altyazılı izlediğim için kendimi şanslı saydığımı söylebilirim. Gerçekten çok farklı. Ve elbette çok tanıdık ve sevilen bir başka ses, How I Met Your Mother'ın Marshall'ı Jason Segel. Filmde Gru'nun sinir bozucu rakipi Vektor'u seslendirmiş kendisi, pek de iyi etmiş, çok sevdik.

Film sonunda oyunculara, yönetmenlera, yapımcılara göz atarken de Christopher Meledandri ismi dikkatimi çekti, ona bakarken de çok çok sevindiğim bir şey öğrendim. Buz Devri 2'nin de yapımcılarından biri olan Meledandri'nin projeleri arasında Addams Ailesi 3D başlığını görünce hemen heyecanlandım ve beni daha da heyecanlandıracak bir şey daha öğrendim. Bilin bakalım gariplikleriye ünlü Addams Ailesi'nin çevrilecek 3. filmini kim yönetecek? Gariplikler büyük bir ip ucuydu bence ki eminim hemen tahmin etmişsinizdir; Tim BURTON! Oldukça heyecanlanmama rağmen filmle ilgili pek kesin bilgi bulamadım ve muhtemelen Tim Burton'un devam eden projelerinden ötürü vizyon tarihini 2014 olarak öğrenince de epeyce hevesim kursağımda kaldı ama olsun. Beklemeye değer olacağına eminim, özellikle seslendirenlerin arasında (filmin stop motion animasyon olacağı haberlerinden yola çıkarak sesi diyorum)Johnny Depp olursa tadından yenmez.

Çılgın Hırsız'dan girdim Addams Ailesi'nden çıktım, biraz karıştırdım, konudan konuya geçtim bahsetmeden duramadım ama eğer benim gibi içinde Tim Burton'ın parmağı olan işleri merakla bekleyen, keyifle izleyenler varsa ve bilmiyorlarsa bu güzel haberden mahrum kalmasınlar istedim. Ve sonuç olarak İrem'ce Çılgın Hırsız filmi, keyifle izlenebilecek, içinde bolca şirinlik, şekerlik barındıran, bittiğinde yüzünüzde bir tebessüm bırakan güzel bir animasyondu. Kukeyle ve yer yer patileriyle eşlik eden Enzo'yla izlendiğindeyse tabi ki en keyiflisi ve Cuma gecesi de böylece tatlanıyor :)

2 yorum:

  1. **uncaak :))TooyS? toooyys? uuumm :))) Ellerine yüreğine sağlık :) En güzeli seninle izlemekti ama (Enzo agrees by sleeping) ;)

    YanıtlaSil
  2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil